1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanı, bazı gruplar ve kişiler arasında rahatsızlığa sebep oldu. Bunlar arasında Şeyh Said de bulunuyordu. İstanbul'daki Kürt Teali Cemiyeti, Cibranlı Halit Bey ve T.B.M.M. milletvekili Yusuf Ziya Bey, yeni Türk devletini altüst etmek için büyük planlar hazırladılar. Yusuf Ziya Bey, Doğu'daki tüm aşiretlerle işbirliği yaparak bu planları uygulamayı amaçladı. Büyük aşiretler arasında Hasanan ve Horasan aşiretleri de bulunmaktaydı. Yusuf Ziya Bey, aşiretlere işbirliği önerileri içeren mektuplar göndererek işbirliği yapmayı teklif etti. Bu tekliflere olumlu yanıt veren aşiretlerin sayısı arttıkça, Yusuf Ziya Bey'in planlarını uygulamak daha da kolaylaştı.
Büyük planlar hazırlayan İstanbul'daki Kürt Teali Cemiyeti ve diğer ayaklanmacılar, doğuda bir lider arayışındaydılar. Aralarındaki görüşmeler ve araştırmalar sonucunda Şeyh Said, en uygun lider olarak seçildi. Şeyh Said, Cumhuriyet'e karşı tam bir düşmanlık besliyor ve inkılaplara karşı çıkıyordu. Bu düşmanlık ve hırsları, isyanın hızla yayılmasını sağlamıştı.
Şeyh Said, birçok aşiret lideriyle yaptığı görüşmeler sonucunda desteklerini almıştı ancak planları gizli tutulamadı ve Ankara hükümeti ajanları sayesinde önceden haberdar oldu. Yusuf Ziya Bey ve Cibranlı Halit Bey tutuklandı, ancak Şeyh Said yakalanamadı. İsyan 13 Şubat 1925 tarihinde Ergani ilçesine bağlı Piran köyünde başladı ve isyancılar Genç İli’nin Darhani bölgesini ele geçirdiler. Elazığ da dahil olmak üzere birçok şehirde kontrolü ele geçirdiler, ancak Diyarbakır'ı ele geçirme girişimleri başarısız oldu. Hükümet, isyanı ciddiye almadığından dolayı isyanın yayılmasına sebep oldu. Elazığ ve Genç bölgelerinde sıkıyönetim ilan edilerek hükümet tedbirlerini artırdı.
Kürt isyancıların lideri Seyit Abdülkadir, silahlı çeteler kurarak isyanın hızla yayılmasını sağladı. Bu sırada muhalif ve şeriatçıları bünyesinde barındıran Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası da isyanı büyütmeyi amaçlıyordu. Bunun üzerine başbakan Ali Fethi Bey görevinden alındı ve İsmet İnönü liderliğinde yeni bir hükümet kuruldu. İsmet İnönü, hükümetinin ilk adımı olarak “takrir-i sükun kanunu”nu yürürlüğe koydu ve Ankara ile isyan bölgesinde iki İstiklal mahkemesi kurdu (Takrir-i sükun kanunu yürürlükte 4 yıl kaldıktan sonra kaldırıldı). Hükümet, büyük çaplı bir temizlik hareketi ile kısa sürede isyanı bastırdı.